‘30 Ağustos sadece askeri bir zafer olarak tanımlamak mümkün değildir’

CHP Sinop İl Örgütü üyeleri, katıldıkları 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlama programının ardından İskele Meydanı’nda bulunan Atatürk Anıtı önünde toplanarak ayrı bir kutlama programı düzenledi. Atatürk Anıtı'na parti çelengini bırakan partililer, saygı duruşunda bulundular. CHP İl Başkanı Av. İnan Savaş Yüksel burada yaptığı açıklamada; “30 Ağustos Zafer Bayramı törenimize hoş geldiniz diyor, katılımınızdan dolayı teşekkür ediyor, siz değerli hemşerilerimizle bu anlamlı günü birlikte kutluyor olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Mustafa Kemal Atatürk 'ün 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun 'a ayak basmasıyla başlayan süreç, İstiklal Savaşımızın en önemli dönüm noktalarından biri olan Büyük Taarruzun ve Atatürk 'ün bizzat komuta ettiği Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin neticesinde 30 Ağustos günü elden edilen nihai başarıyla kurtuluş mücadelemizi zaferle taçlandırmıştır” dedi.

BU ZAFERLE VATAN MODERN TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN KURULMASININ YOLU AÇILMIŞTIR
30 Ağustos’un, Milletimizin tarihte eşi görülmemiş bir varoluş mücadelesi sergilediği Kurtuluş Savaşı'nı sonlandıran zaferin yıldönümü olduğunu belirten Yüksel; “30 Ağustos 1922, 'Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım' diyen halkımızın gür sesinin bütün dünyada yankılandığı gündür. İstiklal Savaşı’nın en önemli aşamasını oluşturan Büyük Taarruz ve Atatürk’ün bizzat komuta ettiği Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nde, Milletimiz ve ordumuz, adeta imkansızı başararak, başka milletlere de örnek olacak bir zafere imza atmıştır. Bu zaferle vatan toprakları kurtarılmış ve modern Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasının da yolu açılmıştır” diye konuştu.

MİLLETİMİZİN ONURLU GELECEĞİNİN DE GÜVENCE ALTINA ALINMASINI SAĞLAMIŞTIR
“Milli egemenliğimiz yolunda kazanılan en şanlı zaferin tarihi olan 30 Ağustos aynı zamanda 29 Ekim 1923 tarihinde kurulan bağımsız, ulusal egemenliğe dayanan, laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti'nin temelinin atıldığı tarihtir” diyen CHP Sinop İl Başkanı Av. İnan Savaş Yüksel açıklamasına şu şekilde devam etti; Egemenliğimizi, kayıtsız şartsız bağımsızlığımızı ve ebedi varlığımızı teminat altına alan 30 Ağustos Zaferi, Milletimizin bağımsızlık inancının ve vatan sevgisinin önünde hiçbir gücün duramayacağını tüm dünyaya kanıtlamıştır. Savaş meydanlarında sergilenen bu emsalsiz mücadele, Cumhuriyet ’in sağlam temeller üzerinde kurulmasını ve yükselmesini, Milletimizin onurlu geleceğinin de güvence altına alınmasını sağlamıştır.

FALİH RIFKI ATAY’IN SATIRLARINDAN ÖRNEK VERDİ
Falih Rıfkı Atay‘ın dediği gibi; “Nemiz varsa; bağımsız bir devlet kurmuşsak, hür vatandaş olmuşsak, şerefli insanlar gibi dolaşıyorsak, yurdumuzu Batı'nın, vicdanımızı Doğu'nun pençesinden kurtarmışsak, şu denizlere bizim diye bakıyor, bu topraklarda ana bağrının sıcağını duyuyorsak, belki nefes alıyorsak; hepsini, her şeyi 30 Ağustos Zaferi'ne borçluyuz.”

30 Ağustos, düşmanın Anadolu'nun bağrından sökülüp denize döküldüğü gündür.  30 Ağustos ve 9 Eylül Milli Kurtuluş Savaşımızın en önemli, en değerli süreçleridir. Bize Lozan 'da başarıyı perçinlememizin yolunu açmıştır. Biz bunun önemini biliyoruz, bunun önemini bilmeyenler ya da bunu önemsiz kabul edenler, aslında keşke 'Yunan galip gelseydi' diyenlerdir.

30 AĞUSTOS'U YALNIZ 'ASKERİ BİR ZAFER' OLARAK TANIMLAMAK MÜMKÜN DEĞİLDİR
Kudretli Başkomutan'ın “Ya istiklal ya ölüm” emri, milletimizin genlerinde bulunan özgürlük ve bağımsızlık aşkı ile bütünleşerek, esaret zincirlerini söküp attı. 30 Ağustos'u yalnız 'askeri bir zafer' olarak tanımlamak mümkün değildir. 30 Ağustos aynı zamanda Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk 'ün gençlik yıllarından itibaren kurduğu 'milletin egemenliği' düşü için atılmış en önemli adımlardan biridir.

HİÇ KİMSE ARADAN GEÇEN 100 YILA ALDANMASIN
Hiç kimse aradan geçen 100 yıla aldanmasın, Dumlupınar 'da yakılan ışık hala yolumuzu, geleceğimizi aydınlatmaktadır. Bizler, dün olduğu gibi bugün de hem özgürlük ve bağımsızlığımıza hem de millet egemenliğine aynı inanç ile gönülden bağlıyız. Atatürk ve arkadaşlarının emaneti olan güzel Cumhuriyetimizi demokrasi ile taçlandırarak, 'millet egemenliği' düşünü eksiksiz şekilde hayata geçireceğiz. Tek adam rejiminin yerini, milletimizin hak ettiği şekilde demokratik, laik, sosyal hukuk devleti alacak. Unutulmasın ki o gün geldiğinde, yalnız ülkemiz değil içinde bulunduğumuz coğrafya da 'barışın güneşi' ile aydınlanacak. Hedefimiz; yeniden bağımsız, yeniden güçlü, yeniden dünyada saygınlığı olan bir Türkiye inşa etmektir.

BU DÖNEMDE “VAZGEÇTİM” DEME LÜKSÜMÜZ YOKTUR
Bu nedenledir ki tüm cumhuriyetçilerin ve demokratların, herkes için adalet ve huzur talep edenlerin ülkemizin içinden geçtiği bu karanlık dönemde, “Vazgeçtim” deme lüksü yoktur. Tek adam rejimine karşı kararlılıkla “Demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti” ülküsünü savunacak; Atatürk ’ün kimsesizlerin kimsesi olarak nitelendirdiği cumhuriyetimizi demokratikleştireceğiz.

30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN
Büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk; 7 yaşında babasını kaybetti. 12 yaşında askeri rüştiyeye girdi. 41 yaşında vatanı kurtardı, bir yıl sonra Cumhuriyet ’i ilan etti. Devrimleriyle çağdaş Türkiye’yi kurdu. Memleketin en zor zamanlarında, tarım ve sanayi altyapısını ileri ülkeler düzeyine getirdi. Mücadeleyle geçen ömrünü 57 yaşında tamamladı. Sarışın bir kurda benziyordu ve gözleri çoğu zaman çağının yalnızlığını anlatıyordu. Yolu, yolumuzdur. Çok yaşa Mustafa Kemal Paşa, çok yaşayın Atatürk’ün askerleri, Anadolu’nun isimsiz kahramanları. Sizleri saygıyla, minnetle ve şükranla anıyoruz. 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun.

Haber: Emrah GÜNEY