30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI VE 102. YIL KUTLAMALARI

Köşe Yazarı: HİKMET KURADA   Eklenme Tarihi: 3 Eylül 2024, Salı - 10:13   Okunma Sayısı: 228

Değerli Okuyucularımız; geçtiğimiz 30 Ağustos 2024 Cuma günü,”30 Ağustos Zafer Bayramı” 102. Yılında bütün yurtta olduğu gibi Sinop’ta da çeşitli etkinliklerle ve coşkulu törenlerle kutlandı.

Sinop’taki ilk tören Hükümet Konağı Atatürk Anıtı önünde yapıldı. Anıt’a çelenklerin sunulması, saygı duruşu ve İstiklal Marşı eşliğinde şanlı Bayrağımız’ın göndere çekilmesinin ardından Valilik Makamı’nda, Vali Dr. Mustafa Özarslan, Garnizon Komutanı Albay Mustafa Yıldırıcı, Sinop Milletvekili Nazım Maviş ve Sinop Belediye Başkanı Metin Gürbüz törene katılanların tebriklerini kabul ettiler.

Daha sonra İskele Meydanı Atatürk Anıtı önündeki törende Vali, Garnizon Komutanı ve Belediye Başkanı törene katılanların 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutladılar. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı eşliğinde şanlı Bayrağımız göndere çekildikten sonra Jandarma Üsteğmen Berksu Demir günün anlam ve önemini belirten bir konuşma yaptı, Jandarma Uzman Çvş. Furkan Akcan da şiir okudu, dereceye giren sporculara ödülleri verildi.

Törenin son bölümünde, İl Jandarma Komutanlığı Asayiş Komando Bölük Komutanlığı’nca düzenlenen Tüfekli Hareketler ve Zeybek görterileri halk tarafından büyük bir takdirle ve alkışlarla karşılandı. Bu arada,  Sinop Dr. Rıza Nur İl Halk Kütüphanesi’nde 30 Ağustos Atatürk Kitapları Sergisi açıldı. Akşam saat 20.00’de Polisevi’nde Sinop Valisi Dr. Mustafa Özarslan ve eşi Reva Beray Özarslan tarafından, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 102. Yıldönümü münasebetiyle kabul töreni düzenlendi.

 Değerli Okuyucularımız; şanla, şerefle, gururla ve büyük bir coşkuyla kutladığımız bu önemli güne kanları ve canlarıyla katkıda bulunarak bizlere armağan eden, başta büyük kurtarıcımız Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk,  O’nun silah arkadaşları, aziz Şehitlerimiz ve Gazilerimiz olmak üzere;

27 Ağustos 1922 sabahı Mustafa Kemal Paşa’ya telefonda, kuşattıkları tepeyi yarım saat sonra alacaklarını bildirmesine rağmen bunu başaramayınca intihar ederek hayatına son veren Miralay (Albay) Reşat (Çiğiltepe)’ye;

Özellikle cephenin biraz gerisinde yüksekçe bir yere oturup tabancalarını dizlerine koyarak,”Geri çekileni vururum” mesajı vermesi ve birkaç sefer geriye kaçan askerler üzerinde bunu bizzat uygulamasıyla “Deli Halit” lakabını alan Mirliva (Tuğgeneral) Halit (Karsıalan)’a;

Kütahya’nın Emet İlçesi‘nden kendisi, Emet halkı ve süvarileri tarafından kaçırılan Yunan ordusunu kovalayarak İzmir’e giren ilk süvari birlikleri komutanı Ferik (Korgeneral) Fahrettin (Altay)’a;

Demiryollarının kesiştiği yer olan Eskişehir’e bir üs kuran ve savaş boyunca derme çatma trenlerle cepheye asker, cephane, malzeme nakleden, ray döşeten, gerektiğinde ray ve vagonlardan çelik söktürüp kılıç yaptıran Miralay (Albay) Behiç Bey’e;

İstanbul’dan bizzat kendisine gönderilen ve Mustafa Kemal Paşa’yı tutuklamasını emreden telgrafa rağmen, “Ben ve Kolordum emrinizdedir Paşam!” diyerek, Mustafa Kemal Paşa’nın emrine giren Birinci Ferik (Korgeneral) Musa Kazım (Karabekir)’e;

İzmit ile Adapazarı’nı geri alıp, Sakarya Meydan Muharebesi’ne katılarak üstün başarılar kazanan Birinci Ferik (Korgeneral) Kazım Fikri (Özalp)’e;

Birlikleri ile İzmit ve Adapazarı üzerinden Bilecik ve Eskişehir istikametine ilerleyen İngiliz kuvvetlerine Geyve yakınlarında ateş açarak onları durdurup geri püskürten ve Türk Kurtuluş Savaşı’nı fiilen başlatan ilk komutan olan Mirliva (Tuğgeneral) Ali Fuat (Cebesoy)’a;

Bahriye Nazırlığı’ndan ayrılan ve Anadolu’daki Milli Mücadele Hareketi’ne katılan Albay Hüseyin Rauf (Orbay)’a;

İstanbul’dan Anadolu’ya silah ve mühimmat kaçıran, İtalyan işgalindeki Antalya depolarında bulunan silah ve mühimmatı Kuva-yı Milliye’ye kazandıran Mirliva (Tuğgeneral) İbrahim Refet (Bele)’ye;

İstanbul Hükümeti tarafından, Ulusal Hareketin önderlerinden biri olarak rütbesi kaldırılan, nişanları geri alınan ve idamına karar verilen Müşir (Mareşal) Mustafa Fevzi (Çakmak)’a;

Harbiye’de  Askeri Taktik ve Strateji Öğretmenliği yapması nedeniyle başta Mustafa Kemal Paşa olmak üzere Kurtuluş Savaşı’ndaki üst düzey komutanların büyük çoğunluğu tarafından “Hocam” diye hitap edilen, Büyük Taarruz’dan önce taarruz stratejisinin belirlenmesi için yapılan toplantılarda, tedbirli ve titiz karakteri nedeniyle, taarruz planını çok riskli ve tehlikeli bulduğu için şiddetle itiraz eden, ancak yine de verilen emirleri, biri hariç, harfiyen yerine getiren Orgeneral Yakup Şevki (Subaşı)’ya;

Yaptığı konuşmaları ile zihinlerde yer etmiş usta bir hatip olan, Kurtuluş Savaşı’nda cephede Mustafa Kemal’in yanında görev yapan, sivil olmasına rağmen rütbe alarak bir savaş kahramanı sayılan Onbaşı Halide (Edip Adıvar)’a; Kağnıyla cepheye silah taşıyan Fatma Nine’ye; İnebolu’da bulunan cephanelerin Ankara’ya götürülmesinde çocuğu ve kağnısıyla yer alırken, kış şartları nedeniyle cephane ıslanmasın diye battaniyesini cephaneye saran, bebeğine de sarılıp onun donmaması için uğraş verirken donarak ölen Şerife Bacı’ya; Onbaşı olduğunda neredeyse sadece kadınlardan oluşan birliği ile düşmanın cephe gerisine bir saldırı düzenleyen ve aralarında bir Yunan subayı dahil toplam 25 esir askerle geri dönen Erzurum’lu Kara Fatma (Seher Erden)’e;

Düzenli ordu kurulana kadar yirmi aylık bir sürede düşman kuvvetlerinin Aydın kanadından Anadolu içlerine ilerlemesini engelleyen  Yörük Ali Efe’ye; Kocayayla baskınında geri çekilen silah arkadaşlarına cesaret vermek için hızla öne atılınca başından vurularak şehit olan Gördesli Makbule’ye; Çanakkale’de ölen kocasından kalan tek hatıra elmas küpelerini bozdurup kendine bir tüfek alıp dağa çıkan ve Yörük Alı Efe’ye katılan Emir Ayşe’ye; Bekir Ağa Bölüğü’ne baskın düzenleyerek tutuklu bulunan vatansever ve aydınları kurtarıp Anadolu’ya geçmelerini sağlayan Yahya Kaptan’a; Bir Fransız gemisini kaçırmayı başarınca ona layık görülen İstiklal Madalyası’nı geri çevirerek,”Ben madalya için değil, milletim için savaştım” diyen İpsiz Recep’e; Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın gizli örgütü Karakol’un yöneticisi Naciye Faham’a; işkence görmesine rağmen Karakol’un adresini vermeyen Topkapı’lı ebe Şahende’ye; Felah Grubu’na saraydan bilgi taşıyan V. Murat’ın kızı Fehime Sultan’a; işgal protestolarında onbinlere  konuşan Şükufe Nihal’e; Sebahat’e; Zeliha’ya; Darülfünunlu Saime’ye; 12 yaşında İnonü Muharebelerinde savaşan Nezahat’e; “Muharebe bana düğündür Paşam!” diyen Mustafa Kemal’in askeri Sivaslı Fatma Seher’e; Çerkez kadınları örgütleyen Hayriye Melek’e; Alaşehir’deki zulmü dünyaya çektikleri telgraf ile duyuran Makbule’ye; Nebile’ye; Yunan işgaline elinde silahla karşı koyan Turgutlu’lu Çavuş Ayşe’ye; Ödemiş’li Fatma’ya; Köpekli Nuri Çetesi’ne katılan Aydın’lı namı diğer Binbaşı Ayşe’ye; Yörük Ali Efe’nin 1. Bölüğü 4. Mangasında nişancı olarak savaşan Emire Aliye’ye; Elinde balta ile Menderes Köprüsü’nde düşman bekleyen Arşın Teyze’ye; Sarayköy’e gelen İngilizci Nasihat Kurulu’nun üzerine silahla yürüyen Adöv Ayşe’ye; Başındaki yırtık örtüsünü erkeklerin yüzüne atıp, “alın bunları örtünün, verin silahları ben savaşırım” diyen Kezban’a; Mavzeri hiç susmayan Şehit eşi Senem Ayşe’ye; Düğünde takılan altınları Ankara’ya bağışlayan Kastamonu’lu 17 yaşındaki Hatice’ye; Üç kızını Mustafa kemal’e emanet edip Sakarya Cephesi’ne koşan ve yaralanan Ayşe Çavuş’a; Düşmanla işbirliği yapan oğlunu vurup dağa çıkan Domaniç’li Habibe’ye; Erkek kılığında savaşan ve sonra kadın olduğu anlaşılan Halime Çavuş’a;

Ve; “Geldikleri gibi giderler!..” deyip, geldiklerinden biraz daha hızla gitmelerini sağlayan Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, silah arkadaşlarına, aziz Şehitlerimize ve Gazilerimize çok şeyler borçluyuz. Onları milletçe binlerce kez daha rahmetle, minnetle ve şükranla anmayı ödenemeyecek bir borç olarak görüyorum. Ruhları Şad ve mekanları Cennet olsun inşallah!..

Yüce Atatürk’ün ışığıyla aydınlanan ve Cumhuriyet’in aydınlık yolunda ilerleyen bir Türkiye’de yaşayacağımız daha nice sağlıklı, huzurlu, mutlu ve başarılı günler dileğiyle…

Hoşça kalınız… Dostça kalınız…

Yorum Yap

Yapılan Yorumlar

NASIL ANLATAYIM NARİN’İ SİZE?..
30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI VE 102. YIL KUTLAMALARI
BABA SEVGİSİ ÜZERİNE!..
MAL, MÜLK, PARA, PUL MU?.. YOKSA SAĞLIK MI?..
ATATÜRK’Ü İZMİR’DE ÖLDÜRECEKLERDİ (14 Haziran 1926)
MEKANIN CENNET OLSUN CAN BAKİ!..
ATATÜRK VE TARİHİ BİR BELGE
SIĞINMACILARA KARŞI GAZİANTEP’TEKİ 41 STK’DAN BİLDİRİ!
NEZAKET, SAYGI VE GÖRGÜ KURALLARI ÜZERİNE!..
İSRAİL SALDIRILARINDA 8 AYDA 36 BİN 379 İNSAN ÖLDÜRÜLDÜ!..
2011 YILINDA KAPATILAN REFİK SAYDAM HIFZISSIHHA ENSTİTÜSÜ
ATATÜRK’ÜN ANNESİ ZÜBEYDE HANIM VE TARİHİ BİR BELGE
MERSİN MUTASARRIFI (VALİSİ) NAZIM PAŞA KİM Mİ?..
BİR KÖY ÖĞRETMENİNDEN FIKRA GİBİ ANILAR
RÖPORTAJ
AFAD: ÖNLEM ALMAZSAK KÖTÜ SENARYOLAR BİZİ BEKLİYOR!
BAYRAK NAMUSTUR, ŞEREFTİR, ONURDUR!..
reklam

HABER ARŞİVİ


KÖŞE YAZARLARI