SİNOPLUNUN TRAFİK IŞIĞI İLE SINAVI

Norveç'te yaşadığım kasabada hiç trafik lambası olmadı, ancak adadaki diğer kasabada bir trafik lambası var. Bazen o kasabaya gittiğimizde, eğer kırmızı ışık yanarsa mutlaka yeşil ışık yanıncaya kadar bekliyorum. Yeşil ışık yandığında ise sürüş hakkının bende olduğunu bilerek yoluma devam ediyorum. Diğer sürücülerin durup durmadığı konusunda hiç tereddüt yaşamıyorum.

Çünkü trafik ışıkları dünyanın her yerinde aynı kurallara tabidir. Kırmızı yandığında durur, beklersin; sarı yandığında "hazır ol, yeşil yanacak" sinyali verilir ve nihayet yeşil yandığında geçme sırası sana gelmiştir. Trafik ışıklarının asıl görevi, özellikle yayaların güvenle karşıya geçişini sağlamak ve büyük kavşaklarda farklı yönlerden gelen araçların güvenli şekilde yollarına devam etmelerini koordine etmektir.

Bu kurallar dünyanın her yerinde geçerlidir. Herkes kurallara uyarsa, trafik kazaları ya da kargaşa olmadan düzenli bir şekilde hayatımıza devam edebiliriz. Tabii ki bu duruma uymayan bazı insanlar hariç.

Kimdir bu insanlar?

Bunlar; arabayı çalıştırmadan emniyet kemerini takmayanlar, motosiklet kullanırken kask giymeyenler ve sollama kurallarına uymayan, hangi taraf uygunsa oradan geçmeye çalışan sürücülerdir. Bu gibi kişiler, bir kez trafik kuralını ihlal ettiklerinde, diğer önemli kurallara da uymama potansiyeli taşırlar.

Kısa bir süre önce Sinop’ta, Gelincik Mahallesi 18 Evler mevkisinde BİM mağazasının karşısına trafik lambaları monte edildi. Yeni ışıklar faaliyete geçti, ancak Sinop trafiğini çocukluğumdan beri bildiğim için bu lambaları temkinli kullanmaya başladım.

13 Eylül’de, Gelincik Mahallesi’nde karşıdan karşıya geçmek için butona bastıktan yaklaşık 20 saniye sonra, araçlara kırmızı ışık ve yayalara yeşil ışık yandı. Ancak 57 plakalı bir araç, hızla durmadan geçti ve biz şaşkınlıkla öylece kaldık. Aynı durum, 15 Eylül günü saat 21:10'da tekrar yaşandı. Bu kez, 06 plakalı bir araç kırmızı ışıkta durmamıştı.

17 Eylül’de ise şehir dışından dönerken, içinde bulunduğum minibüs, Korucuk sapağında kendisine kırmızı ışık yanmasına rağmen durmadı. Hastaneden gelen küçük araç sürücüsü dikkatli olmasaydı, neredeyse bir kaza yaşanacaktı. Aynı gün akşam saatlerinde, Gelincik Mahallesi’ndeki BİM mağazası karşısındaki yaya geçidinde yine kırmızı ışık yanmasına rağmen durmayan bir araç yüzünden büyük bir tehlike atlattık.

Bu olaylar beni derin düşüncelere sevk etti. Neden sürekli bu tür ihlallere maruz kalıyoruz? Hayır, sadece biz değiliz. Muhtemelen herkes benzer durumlarla karşılaşıyor, ancak biz belki de bu duruma daha fazla tepki gösteriyoruz.

Geçen gün, 06 plakalı bir araç kırmızı ışıkta durmayıp üzerimize sürdüğü için 112 Acil’i aradım ve şikayette bulunmak istedim. Bana, ertesi gün Benzinlik Mevkisi'ndeki polis karakoluna giderek şikayetimi iletebileceğimi söylediler. 16 Eylül günü saat 14 sularında karakola giderek şikayetimi ilettim. Ancak polis memurları, şikayetimin işleme alınması için en az 2 saat beklemem gerektiğini söyledi. Ben ise sorunun kişisel bir mesele değil, kamusal bir sorun olduğunu ve amacımın trafik kurallarına uymayan kişilere cezai yaptırım uygulanması olduğunu belirttim. Ne var ki, memurlar bu konuda bir şey yapamayacaklarını söylediler ve sonunda şikayetimden vazgeçtiğimi belirten bir belge imzalayarak karakoldan ayrıldım.

Bu dört gün içinde yaşadığım olaylar beni gerçekten endişelendiriyor. Sinop, kısa bir süre içinde ciddi trafik kazalarına gebe ve maalesef bu kazalardan yaralanmaların veya can kayıplarının yaşanması kaçınılmaz gibi görünüyor. Her gün gördüğümüz bu tehlikeli ihlaller, bizi güvensiz bir şehirde yaşıyormuşuz gibi hissettiriyor.

Peki, bu durumda sorumluluk kimde?

İlk olarak, şehrin mülki amiri olan Vali’de, ardından Emniyet Müdürü ve İl Trafik Müdürü’nde, sonrasında ise sırasıyla diğer yetkililerde. Bir şehre trafik ışığı konuluyorsa, bu ışıkların düzgün bir şekilde çalıştığından ve kurallara uyulduğundan emin olmak, kolluk kuvvetlerinin asli görevlerinden biridir. Vatandaş kurallara uymuyorsa, bu kişilere cezai yaptırım uygulamak yine bu makamların sorumluluğundadır. Eğer bu yaptırımlar uygulanmazsa, zamanla herkes kuralları hiçe sayar ve şehir kaosa sürüklenir.

Trafik kurallarının önemi küçümsenmemelidir. Her kural, bir kazanın önlenmesi için konulmuştur. Dolayısıyla bu kurallara uymamak, sadece kendimizin değil, başkalarının hayatını da tehlikeye atmak anlamına gelir. Eğer trafik ışıklarında bile basit kurallara uyulmazsa, daha büyük sorunlar kapıda demektir. Bu noktada yetkililerin bir an önce harekete geçmesi, denetimlerin sıklaştırılması ve kuralları ihlal eden sürücülere caydırıcı cezalar verilmesi gerekmektedir.

Bir vatandaş olarak bu durumu dile getirmekteki amacım, yaşadığım şehrin daha güvenli hale gelmesine katkıda bulunmaktır. Trafik kurallarına uymak hepimizin sorumluluğudur, ancak bu kurallara uymayanların denetlenmesi ve gerektiğinde cezalandırılması da yetkililerin görev ve sorumluluğudur. Umarım en kısa zamanda bu sorunlar çözülür ve Sinop'ta herkesin güvenle karşıdan karşıya geçebileceği huzurlu bir trafik düzeni sağlanır.

Unutmayalım ki, güvenli bir trafik düzeni sadece sürücülerin değil, tüm toplumun ortak çabasıyla mümkün olabilir. Kurallara uymak, saygıyı ve hayatı korumak demektir.