İYİ Parti Sinop İl Başkanı Yılmaz Şanlan Sinop Atatürk Devlet Hastanesi ile ilgili açıklamalarda bulunarak birçok konuya tepki gösterdi.
Hastane ile ilgili çeşitli konularda defalarca yazı yazdıklarını, problemleri dile getirdiklerinin ancak hiç bir düzelmenin ve hiç bir çözüm olmadığını belirterek; “Buradan hemşehrilerimiz adına tekrar uyarıyorum, hem hastane yöneticilerini hem de oraya onları müdür başhekim atayanları Sn. Nazım Maviş Bey, Sn. Uğur Giresun Bey hastanedeki rezillikleri hiç mi duymuyorsunuz? Vatandaş feryat ediyor, insanlar mağdur oluyor. Sizin kulağınıza gelmiyor mu? Yoksa siz mi bu duruma müsaade ediyorsunuz, göz mü yumuyorsunuz? Hastanede kimin eli kimin cebinde belli değil. Hastaneyi başhekim ve müdürler mi yönetiyor, yoksa sendika temsilciniz Ramazan Açıkgöz ve partiden giden şirket elemanlarımı yönetiyor? Her taşın altından bu beyefendi çıkıyor. Bütün sorunların odak noktasında Ramazan Bey var. Bu durumun sebebi nedir. Bu adamın özelliği ne ki bütün sağlıkçıları ve hastane personelini arkasında saf tutturmaya çalışıyorsunuz. Hastane imamı olarak mı atadınız kendisini? Bu kadar tölarans bu kadar serbestlik neyin nesi. Bu arkadaş devlet memuru değil mi, yoksa hastane Ramazan Açıkgöz beyin çiftliğimi, şahsi şirketi mi?” diye konuştu.
“Sinop Devlet hastanesinde insanların can güvenliği yoktur” diyen Şanlan; “3 yıllık yeni bina olmasına rağmen, geçenlerde asansör düştü içinde bir beyefendi yaralandı. Akabinde bir hanımefendinin üzerine asansör çevresindeki mermerler düştü şans eseri ve hanımefendinin refleksi ile ufak tefek yaralanmalar ile atlatıldı. Daha önce pis su giderleri patladı hastaneyi pislik bastı. Kronik hale gelen asansör arızaları zaten dillere destan. Birde eski hastene giriş yolu üzerinde istinat duvarının yatmasından dolayı yol ortasına güçlendirme amaçlı diktiğiniz ucube görünümlü destek koluda hastanenin nazarlığı sanki” ifadelerini kullandı.
Şanlan açıklamalarına şu şekilde devam etti; “İnsanlar kullanışsız olan dar merdivenlerde nefes nefese kalmakta. Bu şekilde imalat hataları ile dolu bir binayı, kim teslim aldı? Neyin karşılığında göz yumuldu. Devleti zarara uğratan bu sorumlular hakkında ne zaman soruşturma açılacak. Ayrıca hemşehrilerimiz randevu alamadığı için acil serviste yığılmalar oluyor. Acil doktorları yetiştiremiyor. Sn. Uğur Giresun ve Sn. Nazım Maviş Beye sesleniyorum. Akçeli işler olunca mesela yurt satışı, mesela ada otelin polis gücü derneği adı altında teşkilat mensuplarınıza peşkeş çekilmesi gibi işler olunca kimsenin haberi olmadan koştura koştura çözüyorsunuz. İnsanların sağlığı söz konusu, hiç mi umurunuzda değil?
Ramazan Bey ve Esra Hanım hastaneyi yönetecekse oraya ne diye müdür başhekim atıyorsunuz. Onlar şirket elemanları ile her işi hallediyor nasıl olsa. Doktorları tehdit de ediyorlar, parmakta sallıyorlar. Doktora, başhekime filan ne gerek var ki. İşlerine gelene yol veriyorlar, işlerine geleni başhekim, müdür, başhemşire yapıyorlar. İşlerine gelmeyeni ise tehdit ediyorlar, mobing uyguluyorlar. Liyakate, işin ehli olmaya ne gerek var ki. Hastane ve hastalarımız iki tane kendini bilmez sendikacının parmağında oyuncak oldu.
Burdan sesleniyorum. Hastanede ki sorunlar çözülene kadar, hemşehrilerimiz hastaneden memnun ayrılana kadar, hastane de herkes işini layıkıyla yapana kadar,hastaneyi babalarının çiftliği gibi kullanan bu iki sendikacının ve avanelerininin aklı başına getirilene kadar her gün hastane ve sorumluları hakkında hem ulusal basın üzerinden hem de yerel basın üzerinden kamuoyunu bilgilendireceğim. İlimizin mülki amiri olan Sn. Valimize de sesleniyorum. Milletimiz mağdur. Sağlığı tehdit altında, devletin şefkatini, çözüm kabiliyetini ve kurumların liyakatle buluşmasını, yanlış yapan memurlara da yaptırım ve caydırıcı gücünü göstermesini de ısrarla görmek istediğimizi iletiyoruz. Umarım Sn. Uğur Giresun ve Sn. Nazım Maviş Bey de konuyla ilgilenir, hassasiyetimizi anlarlar.”
