Sinop Belediyesi ile Belediye-İş Sendikası arasında dün toplu iş sözleşmesi imzalandı. Love Story adlı mekanda gerçekleşen imza törende konuşan Belediye-İş Sendikası Genel Başkanı Nihat Yurdakul, referandum sürecine ilişkin tutumlarını açıkladı. Bu sürecin ülkenin geleceğini ilgilendiren bir konu olduğunu vurgulayan Yurdakul, “Toplu sözleşmeden çok daha önemli, çok daha değerli konuşmamız gereken şeyler var. Eğer bu sorunlara çözüm bulamazsak gelecekte ne toplu sözleşme olur, ne sendika olur, ne belediye başkanı olur, ne sendika başkanı olur, ne de doğru dürüst çalışma olur. Çalışan olur adı ırgat olur, işçi olmaz. İyi bir sözleşme, iyi bir ücret, insan gibi çalışmak ancak demokrasilerde ve hukuk devletinde mümkündür. Eğer bir ülkede özgürlük yoksa, demokrasi yoksa, ülke gerçekten evrensel ölçüde hukuk devleti değilse ancak idare edersiniz. Biz idare de edemiyoruz, idare etmeye çalışıyoruz” dedi.
İŞÇİ SINIFI VE ÜNİVERSİTELER SUSTURULDU
Ülkenin çok büyük sorunları olduğunu belirten Yurdakul; “Siyasetçi değilim. Ben emekçiyim, işçiyim. Bir ülkede sıkıntı varsa, dert varsa bunu ilk dile getirecek üniversiteler ve işçi sınıfıdır. Ülkenin sorunlarını işçi sınıfı dile getirmiyorsa işçi sınıfında sorun vardır, sendikalarda sorun vardır. Eğer ülkede sorun varda o sorunların ne olduğunu üniversiteler belirtmiyorsa, üniversitelerde sorun vardır. Maalesef ülkemizde sorun çok boyutlu ve gerçekten çok büyük. Ama ne üniversitelerden ses çıkıyor ne de işçi sınıfından ses çıkıyor. Eğer güçlü işçi sınıfı olsa, güçlü üniversiteler olsa inanır mısınız ülkemizde gerçekten evrensel ölçülerde çalışma hayatı olur, evrensel ölçülerde gelir dağılımı olur, evrensel ölçülerde demokrasi olur, evrensel ölçülerde hukuk devleti olur. Bu yok. Olmaması için işçi sınıfı ve üniversiteler susturuldu. Biz bunu karşılığı ne ise, bedeli ne ise vatanımız için çocuklarımız için ödemek durumundayız” diye konuştu.
“KİMSE BANANE DİYEMEZ”
16 Nisan’da gerçekleşecek olan referandum süreciyle ilgili olarak halkın yeterince bilgi sahibi olmadığını savunan Yurdakul; “Hepiniz biliyorsunuz ki 16 Nisan’da bir referandum var. Bu salondaki arkadaşlarımız, halkımız bu neyin referandumu olduğunu tam anlamıyla bildiklerini zannetmiyorum. İnsanların öncelikli düşüncesi ailesidir, çoluğudur, çocuğudur. İşçilerin, çalışanların önceliği budur. Bunun için her şeyi yaparız. Çocuklarımız için, geleceğimiz için her şeyi yaparız. Uykusuz kalırız, aç kalırız, ek işi yaparız. 16 Nisan çocuklarımızın hayatı, geleceğidir. Bu kadar net söylüyorum. Bir defa değil 3-4 defa düşünmemiz lazım. Çok önemli arkadaşlar kimse banane diyemez. Ülkemiz için önemli, çocuklarımız için önemli. Eğer çocuklarınızı gerçekten demokraside yaşatmak istiyorsanız, özgür bil ülkede yaşatmak istiyorsanız, çağdaş bir ülkede yaşatmak istiyorsanız, laik ve hukuk devletinden yaşatmak istiyorsanız 16 Nisan çok önemli. Biz işçi sınıfı olarak istiyoruz. Çünkü özgürlük en çok bize lazım. Evrensel ölçülerde hukuk devleti en çok bize lazım arkadaşlar. Güçlü olana hukuk lazım değil. Hukuk güçsüz olana lazım” şeklinde konuştu.
“CUMHURİYET ÖYLE YOLDA FALAN BULUNMADI”
Parlamenter sistem ve güçlü hukuk devletinden yana olduklarını belirten Yurdakul; “Şimdi çıkılıyor ekranlarda saatlerce konuşuluyor. Ülke güllük gülistanlık olacak, çalışma hayatı güzelleşecek, kimse kimseye muhtaç olamayacak. Özgürlük gelecek, demokrasi güçlenecek. Bir sürü vaatler. Türkiye’nim her yerinde söyledim burada da söylüyorum. 16 yıldır iktidarsın çalışma hayatına getirdiğin faşist Kenan Evren’in getirdiği yasaların peşinden gidiyorsun. 15 senedir her şey elinde getirmedin, 16 Nisan’dan sonra getireceğim diyorsun. Değerli arkadaşlar bu cumhuriyet öyle yolda falan bulunmadı. Ağır bedeller ödenerek kuruldu bu cumhuriyet. Bu cumhuriyeti Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları kurdu. Öyle bir anda teslim mi edeceğiz?. 16 Nisan’da diyelim ki sandıktan evet çıktı. Peki bunun yürürlüğü niye 2019’da.Neden?. Birisi çıkıp bunu bana izah edecek. En azından terör bitecekse niye 2 sene erteliyorsunuz kardeşim. 16 Nisan’da referandum yapıyorsunuz da 2019’a niye erteliyorsunuz. 2 sene daha bizim çocuklarımız niye ölsün. Bu ülkenin yöneticilerisiniz, demokrasi gereği sandıktan çıkmışsınız. Bize ailede anne ve baba nasıl çocuklarına yalan konuşmaması gerekiyorsa, benim ülkemin yöneticileri de bana yalan konuşmaması gerekiyor. Beni aldatmaması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“EN GÜZELİ ORTAK AKILDIR, TEK AKIL DEĞİL”
“İnanır mısınız bundan sonra çıkış yok” diyen Yurdakul; “16 Nisan son çıkış yeri. Ya hep beraber çocuklarımızın geleceğini teslim edeceğiz, ya da çocuklarımızı kurtaracağız. Eğer sandıktan dedikleri gibi çıkarsa bu vatana da ihanettir, aileye de çocuklara da ihanettir. Bu kadar net söylüyorum. Her şeyin bir bedeli var. Ben aklımı bir başkasına teslim etmem. Benim, benim çocuklarımın, benim ailemin benim örgütümün, benim insanımım, benim halkımın, benim kardeşimin aklını istiyorlar, aklını. Etmeyin, en güzeli ortak akıldır, tek akıl değil. O anayasa tek kişilikçi anayasadır. Onun için paket yaptılar 18 madde koydular, karıştırlar. 18 maddeyi de kimse bilmiyor. Eğer parlamenter sistemin aksayan yanları varsa gelsinler hep birlikte bunu düzeltelim. Bizde destek verelim. Siz cumhuriyetten ne istiyorsunuz. Eğer bu ülkenin kurtuluşu varsa hep birlikte Atatürk’ün yanında olacağız, Atatürk’te birleşeceğiz” şeklinde konuştu.
Belediye-İş Sendikası Genel Başkanı Nihat Yurdakul, konuşmasını, sözleşmenin hayırlı olmasını dileyerek sonlandırdı.
“SİNOPLU OLMAKTAN GURUR DUYUYORUM”
Törene katılan CHP Sinop Milletvekili Barış Karadeniz ise konuşmasında, Sinop’a yapılan hizmetlerde belediye çalışanlarının katkısının çok büyük olduğunu söyledi. Karadeniz; “Sinop’ta yaşamaktan o kadar gurur duyuyorum ki bunu Sinop’ta yaşarken fark edemiyoruz ama bu güzel toprakların dışına çıktığımız anda bu hissediliyor. Nerelisin dendiğinde Sinoplu’yum dediğim zaman inanın insanların bakışı değişiyor. Onun için bu güzel topraklarımızda, bu güzel memleketimizde her şey yetişmiş, bir tek vatan haini yetişmemiş. Onun için bu güzel topraklarda yetişmiş insanlara minnet borcumu bir daha söylemek istiyorum” dedi.
“DİBE BATMIŞ BİR BELEDİYE DEVRALMIŞTIK”
Sinop Belediye Başkanı Baki Ergül de, sözleşmenin hayırlı olmasını diledi. Borçlu bir belediyeyi devraldıklarını belirten Başkan Ergül; “Göreve başladığımızda arkadaşlar “bize senin bir kariyerin var, bu kadar borcun içinde nasıl hizmet vereceksin, kimse yardım etmez, o olmaz bu olmaz” falan diyerek endişelerini dile getiriyorlardı. Ben onlara bir tek şey söyledim. Dedim ki ben Sinopluyum belediye çalışanlarının hepsine güveniyorum. Onlarla biz bu işi başarırız. Bir tek size güvendim. Ve bu güvencimde de ne kadar haklı olduğum ortaya çıktı. Öyle bir belediyeden böyle bir belediyeye geldik. Yani dibe batmış bir belediyeden bugün Türkiye’de parmakla gösterilen bir belediye noktasına geldik. Sinop’a o kadar özel şeyler yaptık ki inşallah bizden sonrakilerde bunları arttırarak devam ettirir. Bizim şu anda her ayın 15'inde maaş ödeyecek gücümüz var. Kenarda paramız da var. Ben hayatım boyunca iddialı olmuş bir insanım ve şunu söylüyorum: Bizim 8 senede yaptığımızı 18 senede yapacak baba yiğit varsa da önce alnından ben öperim. Hiç bunun lamı cimi yok. Türkiye'de yaşam memnuniyeti açısından birinci sıradaki il Sinop, Türkiye'de en güvenli il Sinop, Türkiye'de en mutlu insanların yaşadığı il Sinop. Buradaki en büyük pay Sinop Belediyesi çalışanlarınındır" dedi.
Konuşmaların ardından toplu iş sözleşmesi imzalandı. 01.01.2017 ile 31.10. 2018 tarihlerini kapsayan ve 196 işçi kadrosunu kapsayan 2 yıllık toplu sözleşmeye göre yılın ilk altı ayı yüzde 7, ikinci altı ayı için yüzde, İkinci senenin ilk altı ayı için yüzde 7 ve ikinci altı ayı için yüzde 7 olmak üzere toplamda yüzde 28 zam yapıldı.
