Mafya Devletleşir

Eklenme Tarihi: 30 Temmuz 2023, Pazar - 08:51   Okunma Sayısı: 5860
Abdüllatif Şener, 16 Nisan’da yapılacak olan anayasa referandumundan evet çıkması halinde devletin yetkilerini ve gücünü mafyavari yöntemlerle kullanmaya başlayacağını savundu.

AK Parti'nin kurucularından ve başbakan yardımcılığı da yapan Abdülllatif Şener, 16 Nisan referandumu çalışmaları kapsamında Sinop’a geldi.  Aşıklar Düğün Salonu önünde vatandaşlara hitap eden Abdülllatif Şener, anayasa değişikliğinin olumsuzlukları hakkında bilgi verdi ve 'Hayır' oyu verilmesi gerektiğini anlattı. Şener; “Bu anayasa değişikliği ile Cumhurbaşkanı tek başına hükümet olacak. Bu anayasa değişikliği ile meclis hükümeti denetleyemeyecek ama,  Cumhurbaşkanı meclise hükmedecek. Bu anayasa değişikliği ile meclis Cumhurbaşkanı’nın istemediği kanunları çıkaramayacak. Ve cumhurbaşkanı Türkiye’nin her tarafındaki hakim ve savcılara emredecek konuma gelecek.  Bu anayasa ile devlet yetkilerini ve gücünü mafyavari yöntemlerle kullanmaya başlar. Herkesi canından bezdirir. Bu yetkileri bir kere teslim ettiğiniz zaman bir daha geri alamazsınız. Bazıları diyor ki baktınız ki işler kötüye gidiyor geri alırız. Alamazsanız. 16 Nisan’da bu yetkileri verme hakkınız var ama ebediyen bir daha alma hakkınız yok” dedi.

“ÇOCUKLARIMIZ, TORUNLARIMIZ BİZE LANET EDER”

Evet çıkması halinde gelecek nesillerin bu jenerasyondan nefret edeceğini savunan Şener; “16 Nisan'da sandığa giden vatandaşlar açısından en çok üzüleceğim şey; Anayasa paketinin içindekileri bilmeden, birtakım sloganlarla sandığa gidilirse buna üzülürüm. İnsanları bölen, oy devşirmeye çalışılan bir yapı ile karşı karşıyayız. 'Evet' demek için bir tek sebep yok. Bu 18 maddenin tamamı ülkemiz için zararlı. Zararın neresinden dönersek kârdır. Eğer bu yasalaşırsa, bizden sonraki nesiller, bizim kuşağa lanet edeceklerdir. Cumhuriyetin 100. Yılında böylesine ilkel bir yönetim tarzını memleketin başına bela ettiler diye bize lanet edecekler. Çünkü bu değişiklik yapıldıktan sonra nasıl bir sistemin ortaya çıkabileceğini ne siz hayal edebilirsiniz, ne de ben hayal edebilirim. Mafyalaşan, devlet gücünü kullanan bir mafya yönetiminin iş başına geldiği dönemleri bile yaşayabiliriz. Çünkü önümüzdeki dönemlerde yapılacak seçimlerde, hangi eğilime sahip insanların devleti ele geçireceğini bilemeyiz. Ama böylesine tek kişinin her şeye hakim olduğu bir sistem, ortaya öyle garip yönetim tarzları ortaya çıkarır, öyle vahim tablolar sergilenmesine yol açabilir ki bu dönemi Türkiye tarihinde gelecek kuşaklar asla unutmazlar ve hep sorgularlar. Ulus olarak sorgulanabileceğimiz bir dönemdeyiz. Aylardır bununla uğraşmak bile utanç verici bir hadisedir. Umut ederim ki böyle bir değişiklik yapılmaz ve gelecek kuşaklarda bizim kuşağı bizim nesli sorgulamazlar" diye konuştu.

“SURİYE VE IRAK’IN REJİMİNE BENZİYOR”

“Suriye ve Irak’ın rejimine benzeyen rejimi Türkiye’ye getirmek için 16 Nisan’da oylama yapıyoruz” diyen Şener; “Biliyorsunuz, Türkiye Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi’nin Demokrasi Eşbaşkanı’ydı. 2014 yılındaki G-8 toplantısında bu dünyaya ilan edildi. “Kuzey Afrika ve Ortadoğu’daki tek kişinin bütün yetkileri, topladığı rejimler yıkılacaktır, değişitirilecektir, dönüştürülecektir, bu ülkelerde demokrasi kurulacaktır, insan hakları adına daha saygılı rejimlere dönüştürlecektir” denildi. Aslında bu ülkelere dış müdahale yapılacaktır demek istendi. Bu projenin de demokrasi Eşbaşkanı Türkiye’ydi.  Sayın Başbakan o dönemde de defalarca eş başkan olduğunu ifade etti, sürekli olarak Türkiye Arap Baharı’nın sarstığı ülkelere demokrasi tavsiyesinde bulundu eşbaşkan olarak. Hatta Esad’a defalarca “Ey Esad geç, demokrasiye geç, üzerindeki yetkiler çok fazla yetkilerin bir kısmını bir takım kurumlara dağıt, devret” diye de çok söyledik.  Sonunda körle yatan şaşı kalkarmış. Şu işe bak. Suriye rejimini kendi rejimimize benzetmeye çalışırken biz kendi rejimimizden vazgeçip en fazla Bas rejimine benzeyen Suriye ve Irak’ın rejimine benzeyen rejimi Türkiye’ye getirmek için 16 Nisan’da oylama yapıyoruz. Bu nasıl iştir ya. Oraya diyoruz ki demokrasiye geç, şu tek adam rejiminden vazgeç, yoksa seni yıkanlardan olacağız diyoruz ki;  sonra da diyoruz ki senin rejimin iyiymiş biz yanlış söylemişiz,  biz de sana benzeyeceğiz diyoruz. Şuan ki Suriye anayasasındaki 8 maddesi kelimesi kelimesine bu 16 Nisan’da oylayacağımız anayasa değişikliğine aynen yansımıştır. Bu anayasa değişikliğine bir vatandaşın bile evet oyu vermesini anlamıyorum. Bu bir parti meselesi değil. Bu Ahmet, Mehmet meselesi değil” ifadelerini kullandı.

“BORÇTAN BATMAK İSTEYENLER, İFLAS EDİP İŞİNE VEDA ETMEK İSTEYENLER ‘EVET’ DİYEBİLİRLER”

Anayasanın kabul edilmesi halinde Türkiye’yi büyük bir ekonomik darboğazın beklediğini belirten Şener; “Yani borçtan batmak isteyenler, iflas edip işyerini kapatmak isteyenler, fabrikasına veda etmek isteyenler, esnafsa kepenklerini indirmek isteyenler, çalışıyorlarsa bir yerde işini kaybetmek isteyenler, işsizlerse iş bulma umuduna veda etmek isteyenler bu Anayasa paketine “Evet” diyebilirler. Onlar gönül hoşnutluğu içinde “Evet” oyu verebilirler. Çünkü “Evet” çıktığı taktirde 17 Nisan’dan itibaren işyerleri kapanmaya başlayacak, kepenkler inecek, hatta borç batağından intiharlar duymaya başlayacağız,  umut kalmayacak, çalışanlar da işini kaybedecektir” şeklinde konuştu.

“TÜRKİYE’YE DELİ GÖMLEĞİ GİYDİRMEYE ÇALIŞIYORLAR”

Abdüllatif Şener’in konuşmasının ardından söz alan Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Gültekin Uysal ise konuşmasında, Türkiye'nin daha çok demokrasi ve hukuka ihtiyacı olduğunu söyledi. Uysal; “İnsanlığın yol aldığı modern çizgide Türkiye, keyfi yönetimlerden anayasal yönetimlere doğru gittiği istikametten, bugün geriye doğru götürülerek, bir deli gömleği giydirilme teşebbüsüyle karşı karşıyadır. ‘Bir kişinin nefsinde bütün erkleri toplayalım’ gibi bir gayretle toplumun azınlık kesimlerinin kendi geleceğiyle ilgili güven duymadığı bir sistemi Türkiye’nin taşıyabilme imkanı yoktur.” Diye konuştu.


 

 


 

 

reklam alanı

YORUMUNUZU BIRAKABİLİRSİNİZ

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.

HABER ARŞİVİ


KÖŞE YAZARLARI